Ben "Kasabanın Şerifi" Funda Aksoy

Lüks Konut alanında uzmanlaşmış bir Gayrimenkul Danışmanıyım. 1974 doğumlu ve Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü mezunuyum. RE/MAX'e bağlı olarak 24 yıldır faaliyet gösteriyorum, bunun 16 yılını Kasaba ve Ömerli Bölgesinde Lüks Konut Bölge Uzmanı olarak geçirdim.

Emlak sektörüyle tanışmam, 2000 yıllında RE/MAX'in alışılmadık bir tempoya sahip olan ve birçok ilklerin yaşandığı, Ağaoğlu markasının ikinci el konutlarının satışını yapan bir RE/MAX ofisinde; Ofis Asistanlığından, Broker Genel Müdürlüğe birçok pozisyon da dahil olmak üzere idari kadroda çalışmamla başladı. O yıllar için çok iddialı olan; 11 ofis ve 50 danışmanın yönetim ve idaresini yaptığım bu ofiste, Ağaoğlu markasının tüm projelerinin 2. El Satış Ofislerinde ofis kurulumu, tüm ofislerin ve kadromuzun site yönetimleri, müşteriler ve RE/MAX ile koordinasyonu, danışman alımı, danışmanların eğitimi, gelişimi ve performans değerlemesi, ve finans süreçlerinden sorumlu olup eşzamanlı olarak da daha birçok görevi de başarıyla yerine getirdim.

2008 yılında bir yıl sürecek kendim ve ailem için bir mola verdim. Ve prensesim İlayda’yı dünyaya getirdim bir yaşına kadar kendim büyüttüm. Bu bir yıllık süreci, ailemle birlikte güzel anılar biriktirerek ve onlara daha fazla vakit ayırarak geçirdim.

Lüks Konut Uzmanı | Funda Aksoy

Bu bir yılın sonunda tekrar mesleğime ve RE/MAX markasına geri dönmeye karar verdim. Artık bir önceki pozisyonumda yapabileceklerimi en üst seviyelere kadar yapmış pozisyonum ve yaptıklarım bir rutine dönüşmüştü tatmin duygusunu yaşayamıyordum. Yenilenmek yeni işler başarmak istiyordum. Farklı bir kulvarda yer almak, satış yapmak, başkası için değil, kendim için kazanmak istediğim bir süreci hedefliyordum. Tabii bu yeni kariyerimle ilgili kaygılarımda vardı. Evet, bilfiil satış yapmamıştım ancak o sekiz yıllık dönemde bir satışçının yapması gereken her şeye eğitmen düzeyinde hakimdim ve dolayısıyla bu süreç gelecekteki gayrimenkul danışmanlığı serüvenimde bana çok faydalı olacaktı.

Bu yeni meydan okumada; sektörde kendi markam ve tüm zincir markalar dahil aynı eğitimleri almış onbinlerce meslektaşımdan farklı bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüğüm için globalde bu işin nasıl yapıldığını araştırmaya karar verdim. Kanada'da, Amerika'da, Dünyanın bir çok yerinde keza Türkiye'de rüştünü ispatlamış Lüks Konut Uzmanlarını belirledim. İdollerimi seçtim. Onları gözlemledim. İdol olarak benimsediğimiz kişilerin birer kopyası olmanın rekabet ortamında fark yaratmadığını gördüm. Taklitler asıllarını yaşatıyordu. bu sebeple özgün olmalıydım. Bu İnsanlar bulundukları yerlere farklı neler yaparak gelmişlerdi? Onların başarılı taraflarını modelleyip, taklitleri olmadan karakterime ve mizacıma uygun olacak şekilde seçtiğim bölgeye uyarlamak adına neler yapabilirdim? Özgün, orijinal olanın dikkat çektiğini ve bu ilkeyle oluşturulan fikirlerin zaman içinde amacına ulaştığını biliyordum.

İşte bu fizibilite sürecinde karşıma çıkan iki çalışma modeli vardı. Birincisi “Avcılık”, ikincisi “Çiftçilik”. Etki Çevrenizden, tanıdıklarınızdan veya piyasadaki sahibinden satılıklardan oluşturduğunuz portföylerin satış pazarlama çalışmalarını yönettiğimiz “Avcılık” modeli pek benim karakterime uygun değildi. Performansımı yönetmeyi, ekip biçmeyi, hiç yapılmamışı yapmayı, hiç denenmemişi denemeyi veya zor olanı tercih etmeyi hep istemiştim. Dolayısıyla çiftçilik yapmaya karar verdim. Ben bir bölgede marka olmayı ve uzmanlaşmayı tercih ettiğimden “Çiftçilik” modeli için çalışmalara başlamaya karar verdim. Çiftçilik aslında zor olandı. Daha doğrusu avcılıkta “kısa vadede” başarıya ulaşmak ve para kazanmak çok daha mümkündü. Öte yandan çiftçilik “uzun vadede” meyvelerini topladığın, ekip biçtiğin adı üstünde kaynaklarını gelecekteki mükafat için kullandığın başardığında sürekli gelir potansiyeli sunan bir çalışma şekliydi. Doğrunun ve zor olanın bu olduğunu biliyordum ve bu beni daha çok heyecanlandırıyordu. Çalışma modelimi belirledikten sonra şimdi yapmam gereken ise uzman olacağım bölgeyi seçmekti.

Uzmanlık alanım bir tesadüf değil; Çevre Mühendisi olarak çalıştığım firmada arıtma tesisinin inşaasında proje mühendisi olarak görev aldığım yer olacaktı. “KASABA” proje aşamasında çok ilgimi çeken, hala da Türkiye standartlarının çok üstünde gördüğüm bir yaşam merkezidir. Uzmanlık Alanı arayışım içerisindeyken; Seneler sonra acaba bu proje tamamlandımı? Ne aşamada? Hayata geçtiyse nasıl bir yer oldu? sorularıyla bir ziyaret etmek istedim Kasaba’ yı. Sitenin kapısına geldim. Güvenlik bariyeri açılıp ilk kez içeri girdiğimde sanki bir boyut kapısından içeri girmişçesine fantastik bir dünya ile karşı karşıya idim. Yemyeşil bir orman, rengarenk bitki örtüsü, göletler, kuğular, ördekler, kuş sesleri. İlk görüşte AŞK… Tam bir Görsel Şölen…Benim uzmanlaşmak isteyeceğim, mesleğimde edindiğim deneyimleri aktarabileceğim ve aldığım eğitimleri uygulayabileceğim yerin burası olduğunu o an anlamıştım ve böylece uzmanlık bölgemi de belirlemiş oldum.

Lüks Konut Uzmanı | Funda Aksoy

Sonraki 1-2 yıl kafama koyduğum şeyi hayata geçirmek konusundaki ısrarımla uzmanlık alanı çalışmalarıyla geçti. Uzmanlık bölgemde fark yaratmak ve dikkat çekmek için bir çok eğitim aldım. Globalde lüks konut satış pazarlamasında yapılanları, eğitimlerde öğrendiklerimi bölgeme ve mizacıma uyarladım ve uyguladım. Aldığım notları rafa koyup bırakmadım, hayata geçirdim. Uzmanlık Alanı olarak belirlediğim Ömerli ve Kasaba da Kasabanın Şerifi Funda Aksoy adıyla bir marka oluşturarak, bölgemde akıllarda kalacak bir başarı hikayesi oluşturdum. Bu uzmanlık alanı başarısının ardından dönem dönem yurt içinde ve yurt dışında RE/MAX Ofislerinde, RE/MAX’in Recharge Seminerlerin de Panel ve Forumlarda konuşmacı olarak tecrübe paylaşımlarında bulundum.

Sağlıksız, güvensiz ve profesyonellikten uzak birçok ortamında bulunduğu sektörümüzde mesleğimize karşı gelişen olumsuz önyargının da içerisinde; aslında müşteriler profesyonel hizmet, kurumsal bakış açısı, güven, dürüstlük ve samimiyet arıyorlardı. Bu ihtiyacı karşılayabilmek adına; İşi sadece yapmış olmak için değil, iş ahlakı içerisinde ilkelerimiz ve değerlerimizi esnetmeden yapıp, bunu müşterilerimizin saygı duyacağı tavır ve tarzımızla birleştirdiğimizde ektiğimiz emeğin başarı halinde vücut bulacağına inanıyorum.

Profesyonel kariyerim boyunca, müşterilerimin beklentilerini aşan sonuçlar elde etmek için çaba gösterdim. İnsan odaklı yaklaşımım ve geniş mesleki bilgim sayesinde, müşterilerime en iyi hizmeti sunmak tek gayemdi. Emlak sektöründe yaşanan değişimleri yakından takip ediyor ve müşterilerimi güncel bilgilerle destekliyorum.

Özellikle Ömerli bölgesindeki projelerde uzmanlaşmış olmam, müşterilerime bu alanda en iyi fırsatları ve bol alternatif sunmamı sağlıyor. Bölgemdeki tüm seçeneklerimi inceleyerek, müşterilerime onlar için en uygun olanları belirlemek için titizlikle çalışıyorum. Tüm müşterimin ihtiyaçlarına özel çözümler üretmek ve onların hayallerini gerçeğe dönüştürmek benim için büyük bir motivasyon kaynağı.

Emlak sektöründe uzun yıllar boyunca edindiğim bilgi birikimi ve müşteri memnuniyetine verdiğim önem sayesinde, birçok müşterimle uzun vadeli iş ilişkileri geliştirdim. Sadece bir emlak danışmanı olarak değil, aynı zamanda güvenilir bir yol arkadaşı olarak da hizmet vermeyi hedefliyorum. Müşterilerimin memnuniyetini sağlamak ve onları her adımda desteklemek benim önceliğim.

Eğer siz de Kasaba ve Ömerli bölgesindeki gayrimenkulünüzü satmak veya bu bölgedeki lüks konutlara ilgi duyuyorsanız, size en iyi hizmeti sunmak için tam 16 yıldır buradayım. Profesyonel bir yaklaşımla, sizlere en uygun emlak çözümlerini sunmak için sabırsızlanıyorum. Hayalinizdeki evi bulmak veya mevcut gayrimenkulünüzü satmak konusunda size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.

“Kader Gayrete Aşıktır” sözüne çok inanırım. Rehavete düştüğüm anlarda, sadece harekete geçerek veya sadece hareket olsun diye yaptıklarımdan çok olumlu sonuçlar aldım. Hareketsiz kaldığım noktada yerimde saydığımı, işime ve hayatıma hareket getirdiğim noktada da çok fazla ilerlediğimi gördüm ve hayatımın her dönemini de bu şekilde kurguladım.

Zoru başarmak duygusal ödüllerin en güzeli belkide... Hiçbir zaman kolayı tercih etmedim. Kendimizi inşa ettiğimiz zorluklar içerisinde iyilikler, güzellikler bulmak, onları yaşamak ve yaşatmak, gücümüzü keşfetmek, içsel motivasyonumuzu ve inancımızı kaybetmeden sınırlarımızı aşmak bizi geliştirir ve daha güçlü, anlayışlı, dayanıklı ve sebatkar kılar. İşte bu hayata dair derin anlamlar bulmanın anahtarıdır. “Sevginin Gücü”ne inanıp yaptıklarını yoğun bir sevgi ve tutkuyla sahiplenerek gerçekleştirdiğimizde ışıl ışıl parlıyor her şey...

Çeşitli yardım kuruluşlarında gönüllü görevler alıyorum, ziyaretlerim ve yardımlarım oluyor. Kazandığımızın paylaştıkça daha çok çoğaldığına inanıyorum. Darülaceze, Çocuk Esirgeme, Türkiye Down Sendromu Derneği, Tema, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, çeşitli Aşevleri vs...

Yaşamda her şey bir enerji formudur ve bunun deneyimlerimizi de etkilediği bilinciyle yaşamda enerjiyi dengelemek ve yönetmenin önemine çok inanıyorum. Pozitif enerjiyi beslemek adına dünyada umulmadık, bilinmedik, herkesin tercih etmediği rotalar, yaşam tarzları, kültürler, ücra yerleri deneyimlemek ve insanlarla iletişim halinde olmak vazgeçilmezlerimden biri. Bu bağlamda modern bir seyyahım diyebiliriz. Etiyopya Kabile Ziyaretleri, Sri Lanka, Küba, Fas, Lübnan, Vietnam, Kamboçya, Güney Hindistan, Sahra Çölü vs…gibi sadece birkaç tanesinin altını çizmek isterim.

Son birkaç yıldır ise Dağcılığa gönül verdim. Tesadüfen tanıştığım dağcılığa başlama cesaretime bazen ben bile şaşırsamda kısa bir süre içerisinde Ağrı, Kaçkarlar, Azerbaycan’da (Niyal, Kızılkaya, Haydar Aliyev, Atatürk, Bazaar Düzü) Kafkas Sıra Dağlarında zirve yaptım. Nasuh Mahruki'nin ”Kendi Everest'inize tırmanın, Hayatın içinde kendi yerinizi arayın” dediği gibi; hayatın içinde yerimi bulmaya çalışırken; Kızımın bir kadının isterse ve inanırsa tüm zorlukların üstesinden nasıl gelebileceğini, neleri başarabileceğini anlaması adına gerçekleştirdiğim tırmanışlardaki zorlu sürecin sonunda “Yüreğinle inanarak çıktığın yolda başarısız olma şansın yok prensesim” demenin hazzını tarif etmek mümkün değil. Bir dağın zirvesine tırmanmak, nefes kesen manzaraları görmek için çaba harcamakla başlar. Kariyerin zirvesine tırmanmak da aynı şekilde, azimle çalışmak ve engelleri aşmakla gerçekleşir. İster dağların doruklarında, ister iş dünyasının zirvesinde olsun, yükseklerdeki başarılar, aşılması gereken yokuşlarla doludur. Cesaretinizi toplayın, adımlarınızı sağlam atın ve zirveye doğru yürüyün. İnanın, manzarası emeğinize değecektir. Zirveye ulaşmak bir başarıdır, ancak zirvede kalmak bir sanattır. Yükseklerde tutunmak için sürekli bir çaba ve tutku gereklidir. Rüzgarlar estiğinde sallananlar düşebilir, ancak sağlam köklerin sahipleri zirvede kalır. Zorluklarla yüzleşmek, değişime uyum sağlamak ve sürekli olarak kendini geliştirmek, zirvede kalmak için gerekli olan disiplindir. Unutmayın, zirvede olmak kolay değil, ama zirvede kalmak gerçek bir ustalık gerektirir.

Hayalinizdeki lüks konuta sahip olmanıza yardımcı olmak ve Kasabanın Şerifini tercih eden mutlu müşteriler arasında sizleri de görmeyi çok isterim.



Size özel lüks konutları görmek için YouTube kanalımızı takip edebilirsiniz...